suçluydu onlar. kendikilerini kurtarcaklar diye benim sahip olduğum şeyleri ellerimden aldılar. belki sürekli yanımda taşımıyordum, ama onun somut değerinden çok manevi değeri vardı. ayrıca bu, onu benden almaları için geçerli bir mazeret değil. yapamazlardı, açıkca yanlıştı, yasaktı! ama yaptılar. acımadılar bile. bilemediler ki onlara bu daha çok şey kaybettirdi. oysa zaten yeterince şey almışlardı benden, bizden.niye yetinmediler ki?
hele o! en çok suçlu oydu. bir çiçeği kendi keyfi için koparıp, şöyle bi koklayıp atıyordu. o çiçeği tekrar tekrar kopardı. taa ki görevi o çiçeğin koparılmamasından sorumlu kişilerce yakalanıncaya dek! bekledik. bekledik. o suçun cezasını çekmeliydi. fakat bi baktık, onu serbest bırakmışlar! çünkü çiçek koparılmasına rağmen fiziksel olarak hasar almamışmış! o ise diyor ki, ben yine koparacağım yine koparacağım...
elimde olsa hepsine tükürürdüm. tükürük bezim kuruyuncaya kadar, vücudumun %70 ini oluşturan madde kalmayıncaya kadar tükürürdüm. bir yerde biriktirip, bir avuç dolusu oluncaya kadar tükürürdüm! onlar benim umudumu aldı, onlar mutluluğumu aldı, onlar benim inancımı, benim adaletimi aldı...
bense onlara tüküremiyorum bile!
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder